
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu
Av. Ahmet Çitil

Çocuklar, hukukun en hassas şekilde koruması gereken bireylerdir. Onların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerinin güvence altına alınması, sadece ailelerin değil, devletin ve toplumun ortak sorumluluğudur. Ne yazık ki, bu korunma gerekliliği en çok çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarında karşımıza çıkar.
1. Suçun Tanımı ve Kapsamı
Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinde düzenlenen “çocuğun cinsel istismarı suçu”, 18 yaşından küçük bireylere karşı cinsel davranışlarda bulunulmasını ifade eder. Burada önemli olan nokta, mağdurun yaşına göre rızanın hukuken geçerli olup olmadığıdır. Özellikle 12 yaşından küçük çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel davranış, rıza aranmaksızın doğrudan istismar olarak değerlendirilir.
Bu suç hem fiziksel temasla hem de cinsel içerikli söz, görüntü veya başka bir araçla gerçekleştirilebilir. Kapsamın bu kadar geniş olması, çocuğun her türlü korunmaya muhtaç varlık olduğu gerçeğinden kaynaklanır.
2. Mağdurun Dinlenmesi ve Süreçte Hassasiyet
Çocuğun cinsel istismarı suçlarında hukuki süreç, klasik ceza davalarından farklı yürütülür. Mağdur çocuk, adli görüşme odalarında özel eğitilmiş uzmanlar eşliğinde dinlenir. Sürecin bu kadar hassas olması nedeniyle, mağdurun birden fazla kez beyan vermesi engellenir ve travmanın büyümemesi amaçlanır.
Ben, avukat olarak bu tür dosyalarda yalnızca yasal prosedürleri değil, çocuğun psikolojik bütünlüğünü koruyacak tüm uygulamaları da dikkatle takip ederim. Gerekli koruma kararlarının alınması, uzman raporlarının düzenlenmesi ve adli mercilerle sağlıklı bir iletişim kurulması bu sürecin en önemli aşamalarıdır.
3. Cezai Yaptırımlar ve Nitelikli Haller
Çocuğun cinsel istismarı suçunun cezası oldukça ağırdır. Failin fiiline göre 8 yıldan başlayıp 20 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Suçun nitelikli halleri—örneğin, suçun birden fazla kişiyle işlenmesi, kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilmesi, mağdurun akrabası veya bakımından sorumlu kişi tarafından yapılması gibi durumlar—cezanın artırılmasına neden olur.
Ayrıca, suç sonucunda mağdurun ruh sağlığının bozulması halinde ek cezai yaptırımlar da gündeme gelir. Bu nedenle adli tıp ve psikiyatri raporları dosya açısından belirleyici niteliktedir.
4. Avukatın Rolü ve Toplumsal Sorumluluk
Bu tür davalarda benim görevim sadece hukuki temsil değildir. Aynı zamanda çocuğun güvenliğini sağlamak, sürecin sağlıklı yürümesini temin etmek ve çocuğun tekrar mağdur olmasının önüne geçmek de bu mesleğin bir parçasıdır. Özellikle erken başvurular sayesinde delillerin korunması, mağdurun korunması ve failin cezalandırılması mümkün olmaktadır.
Çocuğun cinsel istismarı gibi toplumun vicdanını sarsan olaylarda, hukuk sisteminin hızlı ve etkin işlemesi kadar, bu sistemin doğru şekilde yönlendirilmesi de önemlidir.
Çocuğun cinsel istismarı suçu, hem bireysel hem de toplumsal anlamda derin yaralar açan bir suç tipidir. Bu tür olaylarda doğru hukuki destek, çocuğun geleceğini etkileyebilecek ölçüde önemlidir. Ankara’da ceza hukuku alanında görev yapan bir avukat olarak, çocuğun cinsel istismarı suçu ve diğer ceza davalarıyla ilgili detaylı bilgi almak isterseniz, benimle iletişime geçebilirsiniz.