Sözleşmeler, taraflar arasında belirli hak ve yükümlülükler doğurur. Ancak taraflardan biri sözleşme şartlarını yerine getirmediğinde, bu durum diğer taraf için zarar doğurabilir. Sözleşmeden doğan zararın hesaplanması, tazminat talep edilmesi sürecinde önemli bir adımdır. Zararın doğru bir şekilde hesaplanması, mağdur olan tarafın haklarını tam anlamıyla alabilmesi için büyük önem taşır. Türk Borçlar Kanunu, sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan zararların tazmin edilmesini öngörür ve bu zararların nasıl hesaplanması gerektiği konusunda düzenlemelere sahiptir.

Sözleşmeden Doğan Zararın Hesaplanması

1. Maddi Zararın Hesaplanması: Sözleşmeye aykırılık nedeniyle meydana gelen maddi zarar, genellikle kaybedilen kazanç, yapılması gereken harcamalar veya zarar gören malın değer kaybı üzerinden hesaplanır. Örneğin, bir mal alım-satım sözleşmesinde, malın teslim edilmemesi sonucu meydana gelen zarar, malın değer kaybı ve teslim edilmesi gereken tarihe kadar geçen süre için hesaplanır.

2. Manevi Zararın Hesaplanması: Manevi zarar, kişinin ruhsal ve psikolojik olarak uğradığı kayıpları ifade eder. Bu tür zararlar genellikle somut bir değerle ölçülmesi zor olduğu için mahkeme, sözleşmeye aykırılık nedeniyle meydana gelen ruhsal etkiyi dikkate alarak bir tazminat miktarı belirler.

3. Zararın Türü ve Hesaplama Yöntemi: Sözleşmeden doğan zararlar, doğrudan zarar (zararın anında ortaya çıkan kısmı) ve dolaylı zarar (uzun vadede ortaya çıkan ve zamanla oluşan zararlar) olarak ikiye ayrılabilir. Mahkeme, her iki tür zararın hesaplanmasında zarar görenin kaybını ve taraflar arasındaki sözleşmenin ihlalinin derecesini dikkate alır.

Sözleşmeden doğan zararların doğru bir şekilde hesaplanması, tazminat sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik bir adımdır. Eğer Ankara’da sözleşmeden doğan bir zarar nedeniyle tazminat talep etmek istiyorsanız ve zararın hesaplanması konusunda hukuki yardıma ihtiyaç duyuyorsanız, hakkınızı en iyi şekilde savunabilmek için benimle iletişime geçebilirsiniz.